Kolon Kanseri

Vücuttaki çeşitli organ ve dokuları oluşturan hücrelerin çeşitli nedenlerle otonomi kazanması sonucu vücutta oluşan yer kaplayıcı kitlelere kanser denir. Normalde hücrelerde çeşitli arızalar, bozukluklar oluşmaktadır. Çeşitli kontrol mekanizmaları bu arızaları düzeltir, ya da oluşan anormal hücreleri yok eder. Ancak bazı hücreler bu kontrol mekanizmalarından kaçma kabiliyeti kazanır ve kanserleşme başlar. Kanserleşmiş hücreler vücut için gerekli normal hücre doku ve organlara zarar vermeye başlarlar. Normal doku ve organlar görevlerini yapmakta zorlanırlar ve giderek yapamaz hale gelebilirler.

Kolon, barsağın son kısmını oluşturan halk arasında kalın barsak olarak bilinen organa denir. Kolonu oluşturan hücrelerin zaman içerisinde anormalleşmesi ve kontrolsüz büyümesi sonucu oluşan şişliklere veya kitlelere de kolon kanseri denir.

Dünyada ve Türkiye’de en sık görülen kanserler arasında yer alır. Türkiye’de erkek ve kadında en sık görülen üçüncü kanserdir. Kolonun ince barsağa yakın kısmına çekum ve çıkan kolon denir. Makata (anüs) yakın kısmına ise rektum denir. Rektumdan önce sigmoid kolon ve inen kolon vardır. Çıkan kolon ve inen kolon arasında transvers kolon yer almaktadır. Çekum çıkan kolon ve transvers kolunun ilk bölümünden oluşan kısma sağ kolon denilir. Transvers kolon, inen kolon, sigmoid ve rektumdan oluşan kısma ise sol kolon denir. Sağ ve sol kolonda oluşan kanserlerin sebepleri, ortaya çıkma şekilleri, tedavide dikkat edilmesi gereken ayrıntılar değişebilmektedir.

Kolon kanseri belirtileri nelerdir?

Sağ kolon kanserleri daha çok kan kaybına bağlı halsizlik dermansızlık şikayetleri ile ortaya çıkar. Çünkü sağ kolon tümörleri dışa doğru büyüme özelliği gösterir. Barsağı tıkamaktan çok kanamaya neden olur. Diğer taraftan sol kolon kanserleri barsak borusunun (traktüs olarak bilinir) içten tıkanmasını kolaylaştırır şekilde büyümektedir. Gaita olarak isimlendirdiğimiz dışkının zamanla vücuttan atılmasını zorlaştırarak kabızlığa neden olurlar. Gerekli tıbbi müdahale zamanında yapılmadığında barsağı tamamen tıkayarak bulantı ve kusmaya, karın ağrısına neden olurlar. Acil ameliyat olmak zorunda kalabilmektedirler. Makata yakın kolon kanserleri dışkıya bulaşık taze kan görülmesine neden olabilmekteler. Kabızlık dışında daha seyrek olarak ishale neden olurlar. Kolon kanseri sıçradığı organlara göre de şikayetlere neden olurlar. Örneğin karaciğere sıçrayarak karın sağ üst kısmında ağrıya sarılığa sebep olurlar.

Kolon kanseri tanısı nasıl konulur? Hangi tetkikleri yapılır?

Kişiler genellikle şikayetleri nedeni ile doktora başvururlar. Şikayetler dinlenir, hastanın tıbbi öyküsü öğrenilir ve fizik muayene yapılır. Genellikle kabızlık makattan kan gelme gibi şikayetleri olan hastalarda kolon kanseri ön tanısı hemen konulur. Ancak halsizlik sarılık gibi şikayetler ile doktora baş vurulduğunda kan testleri sonucu ile ön tanı konulur. Toplumda makattan büyük abdest ile veya doğrudan kan gelmesi halk arasında basur olarak bilinen hemoroid ile sıkça karıştırılır ve hastalar doktora baş vurmayı geciktirerek barsak kanserinin de daha geç evrede tanı konulmasına neden olurlar.

Dünyada bir çok ülkede kolon kanseri erken evrede tanı konulması mümkün olan kanserler olarak kabul edilir ve sağlıklı şikayeti olmayan bireylerde kolon kanseri kanser tarama programlarına girmiştir. Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye’de Kanser ile Savaş Daire Başkanlığı 50 yaş üstü tüm sağlıklı bireylerde kolon kanseri taraması yapılması gerektiğini belirtir. Dışkıda gizli kan, kolonoskopi bu tarama testlerinin başında gelir. Tarama testlerini düzenli yaptıran bireyler hiç şikayeti olmadan da bu şekilde erken evrede teşhis edilir.

Şikayetler ortaya çıktıktan sonra doktora baş vuran ve kolon kanseri ön tanısı konulan Kişiler için ön tanıdan kesin tanıya gitmek için gerekli tetkiklerin başında kolonoskopi gelir. Tanıda altın standart kabul edilir. Işıklı kamerası olan halk arasında hortum olarak bilinen endoskopi cihazı ile gerekli barsak temizliği yapıldıktan sonra makattan girilerek yapılır. Hem tümörün doğrudan görülmesine, hem de biyopsi alınmasına olanak sağlar. Bunun dışında çeşitli nedenlerle kolonoskopi yapılamayan hastalarda gaitada gizli kan, baryumlu kolon grafiği sanal kolonoskopi gibi yöntemler de kullanılabilir. Ancak doku tanısı yani kesin tanı için genellikle endoskopi şarttır. Ayrıca tam kan sayımı, kanda bazı tümör belirteçleri, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri yapılır. Bu arada tedavinin nasıl olacağının belirlenmesi yani yol haritası çizmek için evreleme testleri istenir.

Evreleme nedir?

Evreleme tüm kanserlerde tedavi planı yapılmadan önce kanserin başladığı organdaki yaygınlığı komşu organ ve dokularla ilişkisini ve vücudun diğer organ ve dokularına yayılıp yayılmadığının belirlenmesi işlemidir. Evrelemede kanserin çıktığı organ olan kolonda kolon duvarının ne kadar tuttuğu onu saran zarlarla ilişkisinin belirlenmesi ‘T evrelemesi’ dir. En yakın lenf bezlerini tutup tutmaması yanı sıçrayıp sıçramaması, sıçradı ise kaç tanesine sıçradığınım belirlenmesi ‘N evrelemesi’ denir. Çıktığı kolon bölümünden daha uzak organ ve dokulara sıçrayıp sıçramadığının belirlenmesi ise’M evrelemesi’ denir. Evreleme işlemi tamamlandıktan sonra kolon kanseri erken aşamada mı yoksa ileri evrede mi tespit edildiği belirlenir.

Evreleme sonrası artık tedavi planına geçilir.

Kolon kanseri tedavisinde neler yapılır?

Kolon kanseri evreleme sonrası erken evrede mi, lokal ileride evre mi yoksa ileri evrede mi anlaşılır. Erken evre kolon kanserinin temel tedavisi cerrahidir, yani Kişiler bir an evvel ameliyat olmalıdırlar. Kansere bıçak değerse yayılır gibi halk arasındaki yanlış inanışlar, ayrıca çeşitli ot bitki veya ekstreler ile tedavi edilebileceğine dair magazindeki çok yanlış yönlendirmeler hastaların gerçek tıbbi tedaviyi geciktirmelerine neden olmaktadır. Erken evrede çoğu zaman sadece cerrahi ile bile tamamen şifa bulma şansı varken bu şansı kaydedebilmekteler.

Erken evre kolon kanserlerinin önemli bir kısmında ameliyat sonrası koruyucu amaçlı dediğimiz adjuvant kemoterapiler 3 ila 6 ay uygulanır ve hastalar daha sonra takibe alınır. Kolonun son kısmı olan rektumda ortaya çıkan kanserlerde kanser tüm barsak katmanlarını tuttu ve veya komşu lenf nodlarına gitmiş ise ameliyat öncesi radyoterapi denilen Işın tedavisi kemoterapi ile beraber uygulanmalıdır. Böylelikle kanserli dokunun daha kolay çıkarılması sağlanır. O bölgede tekrar etme riski azaltılmış olur.

Evre 4 veya ileri evrede hastalık başka organ ve dokulara yayılmıştır. Yayıldığı organ sayısı, tuttuğu organ ve dokularda kaç tane olduğuna göre tedavi belirlenir. Örnek karaciğerde sadece bir iki adet tümör görülen kolon kanserlerinde hem kolondaki tümör hemde karaciğerdeki tümörler ameliyat ile çıkarıldığında erken evredeki hastalar gibi tam şifa sağlama şansı yakalarlar. Ancak kanser çok sayıda organ veya organda çok sayıda metastaz dediğimiz sıçramalar yaptı ise ana tedavi biz medikal onkologlar tarafından yönetilen kemoterapi ve çeşitli akıllı ilaçlardır. Kemoterapi ve akıllı ilaçlar çeşitli tümör özellikleri ve hastanın özelliklerine göre belirlenir. Herkese verilen kemoterapi ilaçları ve akıllı ilaçlar aynı değildir. Kanser tedavisinde kullanılan bu ilaçlar genellikle damardan ve veya ağızdan verilir. Belirli periyotlarla hastalığın ilaçlara yanıt verip vermediği ve ne ölçüde verdiği değerlendirilir. İyi yanıt veren hastaların bir kısmında lokal tedavi olarak bilinen cerrahi, radyoterapi, radyofrekans ablasyon veya radyoaktif madde gibi tedaviler uygulanır.

Medikal onkolojinin kolon kanseri tedavisinde yeri nedir?

Medikal onkoloji, kanser hastalarının tedavisinde ağızdan damardan cilt altına kas içine veya vücudun çeşitli boşluklarına verilen ilaç tedavilerini belirleyen uygulayan takip eden bilim dalıdır ve bu konuda eğitim almış uzman doktorlara medikal onkolog veya tıbbi onkolog denir.

Erken evreden ileri evreye kolon kanserli hastaların hemen tamamının tedavisinde ve takibinde medikal onkolog yer alır. Erken evrede ameliyat olduktan sonra medikal onkolojiye gelen hastalar genellikle kanserlerinin ameliyat ile ortadan kaldırıldığı halde neden halen kanser için ilaç alacaklarını merak eder ve kaygılanırlar. Erken evrede ameliyat sonrası belli süre verilen kanser tedavisine adjuvant tedavi denir ve bu tedaviler makroskopik olarak gözle görülen tümör kaldırılsa da gözle görülmeyen mikroskopik hastalığın kurutulmasını, yok edilmesini hedefler. Kanserin geri gelmemesi için çok önemlidirler. Rektum kanserinde rektumun bulunduğu lokalizasyon nedeni ile aynı bölgede tekrarlama riski yüksektir. Bunu azaltmak ve cerrahiyi kolaylaştırmak için ameliyat öncesi tedaviler uygulanır ve bunlara neoadjuvan tedavi denir. Neoadjuvan tedavide kemoterapi ilaçları radyoterapinin etkinliğini arttırır.

İleri evrede ise medikal onkoloji tedavileri ana tedavi unsurlarıdır. Kemoterapi, akıllı ilaçlar ve immunoterapiler de medikal onkolojik tedavilerin ana öğeleridir. Bu ilaçlar sayesinde giderek ileri evre hastalarda da tam şifa sağlama olasılığı artmaktadır, hastalara uzun yıllar sağkalım şansı sunulabilmektedir.



Etiketler: ,